Orson Welles'in Yurttaş Kane filmini yeni izlemişti. Aklını "Inquirer"la ilgili, tiranlarla, medyayla ilgili diyaloglara vermek isterken küçük ama özgül ağırlığı yüksek olan, kalbinin bir bölümü, aşkla ilgili bir kolajda kalmıştı. Ekşi sözlükten kalbinin takılı kaldığı kolajı araştırdı. Bir kağıda onu yazmak ve defalarca okumak ve ona anlamlar katmak istiyordu. Derken ufak bir kahkaha ile ekşi sözlük o ağdalı zihniyetine okkalı bir küfür etti. Sözü İngilizce yazmışlardı. İngilizceden Türkçeye çevirme kabiliyeti elbette vardı. Ama kim uğraşacaktı. İçine giren dert ona bir telaş katıyordu. Her şeyi baktığı ilk yerde ve istediği şekilde bulmalıydı.
- Sikiyim ekşiyi...
Ona köşeden kıkır kıkır gülen Camel paketine uzandı. Neyseki onu üzen şeylerden biri Camel olamazdı. Bir dal yaktı. Aşk hakkında düşünüp pencereden çevre yoluna baktı. Başı ağrıyordu, Nietzche'nin bahsettiği düşüncelerin doğum sancısı olsa keşke ama değildi.
Kağıda şunu yazdı:
"AŞK...
Filmde geçen ve aklıma takılan kolaj özetle şu: "Daha önce hiç görmediği bir kadını, bir gün bir iskelede bir kaç saniyeliğine görmüş, onu ömrü boyunca hatırlamıştı"
Aşk... Bu kelimede ruhumu okşayan bir tavır var. Her şey kelimelerle tanımlanamaz. Öyle olsaydı; sözcüklere mahpus bir hayat yaşamak zorunda olunurdu. Bir şeylere mahpus yaşamak kuşkusuz onu özgürlüğünden alıkoyan bir hale sokar. Oysa aşk en fazla özgür olması gereken konulardan biri. Sözcüklere bağlanarak ötesini göremeden yaşanan bir yaşam hissizleşmiş ve kendisini somuta kaptırmıştır. Hissizleşmek... Büyük problem olmalı çünkü hayat; akıl, hisler ve sezgiler üzerinde yükselmesi gereken bir tripottur. Sözcüklere bağlamak, özellikle de aşkı büyük bir hatadır. Aşk hakkında söylenebilecek her şey aslında sadece aşk "hakkında"dır. Aşkın salt kendisini kimse anlatamaz. Kendisini anlattığınız aşkın herkes için aynı olması beklemek ve buna uygun bir tanımlama yapmak hatadır... Bunu beklemek Hollywoodvari bir tavırdır. En özgür olmanız gereken konularda başkalarının tanımlarındaki gibi aşık oluyor, başkaları gibi kıskanıyor ve başkaları gibi küsüyorsanız bunda bir problem var demektir. Bu anlamıyla mülkiyetsizdir. Aşka sahip olunamaz. Aşık olunur..."
Eğer biraz daha ayakta kalırsa Camel paketi onu yokluğuyla sınayacağa benziyordu. Daha fazla konuşmaya ne gerek vardı... Konuşmadı... Daha sonra ne yaptığı meçhul... Bunları yapanın kim olduğu unutuldu... Üzerine yazdığı kağıt kimse tarafından bulunamadı... ve hayat tüm gerçekliği ve acımasızlığıyla devam etti.
Druje
http://www.youtube.com/watch?v=zdIGtw7eGYw
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder