Kelimelerin dansında buluşmak, seninle
bilmediğim o dar sokaklı,
demirden
kaplı şehirde.
Üstünde beyaz, parlak bir elbise
yaşamalı
bence.
* * *
Sadece gülümsemek yetmez ki
saçlarına düşen yalnızlığını saklamak için,
gel biraz da hikaye katalım buna
bu kadar plastik olmak ne için?
* * *
Bir yazar vardı ismini hatırlamıyorum
koklamayı öğretmişti, bir aynaya dokunmayı öğretmişti…
Sahi ya, nerede o şimdi?
Ben bir gölgede kaybetmiştim, onu.
Güneşin savaşmayı bıraktığı bir gecede
belki de zihnim keseleyip çıkardı
o lekeyi…
Bilemem ki neden
okudum o nahoş herifi.
* * *
Bir sokak lambasına bakarken, ah!
Sen, o harikulade şairlerin tasviri
olan
kadın.
Henüz benimle tanışmadın…
Az önce bahsediyordum senden
yine aklıma geldi o münasebetsiz (!)
Kızma bana, benim derdim başka.
* * *
N'olur kuşkuyla birleşmesin dudakların
bana tehlikeli ve tatsız tablolar çizerken…
N'olur tut elimi biz sıcağa uyanırken
en çok da ihtiyacım varken, tut
mesela
1 Mayısta iken…
N'olur bir kuple güzel bir an yakala,
benimle.
O anda bir öfke, bir elem, bir dava,
bir
çığlık, bir kitap, bir umut bir de
tebessüm eden bir halk olsun,
titrek bir pikapta, kızıl bir şarkı çalar iken…
Hilkat
Garibesi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder